Bugün hepimiz biliyoruz ki travmalar, çocuk/genç/yetişkin ayırt etmeden hepimizin fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz etkiler. Travmalar, okul çağı çocuklarının akademik ve davranışsal zorluklar yaşamasına da sebep olur.
Bu yönüyle düşündüğümüzde okulun çocuk ve gençler üzerindeki koruyucu işlevi kaçınılmaz bir öneme sahip.
Okul sadece öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü bir kurum değil. Hepimizin bildiği gibi, çocuk ve gençlerimiz okulda sağlıklı bağlar kuruyor; yetişkinlerle/ otorite figürleriyle ilişki kurmayı, sınırların işlevini öğreniyor.
Kısaca çocuklar ve gençler okullar sayesinde toplumsallaşıyor. Toplumsallaşma dediğimizde, sadece sosyal bağların öğrenilmesi ve sosyal kuralların gelişmesini anlamamalıyız. Böylesine zor bir süreci atlatmaya çalışırken, çocuklar ve gençler yaşadığımız bu zorlayıcı sürece nasıl tepki verdiğimize de bakıyor.
Çocukların ve gençlerin kendilerini yeniden güvende hissetmek için anlaşılmaya, desteklenmeye çok ihtiyaçları var. Bizi iyileştirecek en önemli şey ilişki.
Bu açıdan düşündüğümüzde travma duyarlı bir okulu inşa etmeye çalışan öğretmenler/ eğitimciler olarak, öğrencilerimize kendilerini güvende hissettirebilmek için neler yapabiliriz?
- Yaşanan deprem ve felaketin zorluğunu kabul eden bir yerden, yas tutulmasına izin verelim.
- Öğrencilerimizin kendilerini ifade etmesi için alanlar yaratmaya çalışalım. Sadece konuşarak değil, hareket ederek, sanatla-resimle kendilerini ifade etmeleri için branş öğretmenleri ile birlikte çalışalım.
- Öğrencilerimiz yaşadığı zorlukları, duygularını ifade ettiğinde, onları doğru biçimde karşılayabilmek için, kendi duygularımıza bakabilmek; o duyguları düzenleyebilmek çok önemli.
- Öğrencilerimiz biz eğitimcilerden sadece öğrettiklerimizi öğrenmeye gelmiyorlar. Hangi olaya nasıl tepki verdiğimizden de çok şey öğreniyorlar.
- Böylesine zorlayıcı bir süreci yaşarken, bu sürecin bizde duygusal olarak yarattığı etkileri fark etmek için kendimize izin vermek çok önemli. Bizde olanı fark ettiğimizde, sınıf içinde öğrencilerimizin acılarını/ zorluklarını daha sağlıklı biçimde karşılayabiliriz.
- Amacımızın öğrencilerimizi iyi hissettirmek değil, onları güvende ve sağlıklı tutmaya yardımcı olmak olduğunu hatırlayalım. Bunu yapmaya çalışırken, kendimizi de nasıl güvende ve sağlıklı tutabileceğimizi düşünelim.
Gün, neden öğretmen olmak istediğimizi tekrar hatırlama günü…
Öğretmen olduk, çünkü öğrencilerimize güvenli bir kucak olmayı seçtik. Onları eğitmeyi, geliştirmeyi seçtik.
Okul, sadece fiziksel bir yapı değildir.
İçinde deneyim kazanılan; güven içinde birlikte olmanın, yaşadıklarımızı paylaşmanın ve anlaşabilmenin, birbirimizi yeniden anlayabilmenin, birbirimize destek olabilmenin ve birlikte büyümenin adresidir.